Pazartesi tavsiyeleri # 1
Herkese merhaba, uzun zamandır yazmayı düşündüğüm bir başlıkla karşınızdayım. Uzun zaman önce okuduğum fakat herkese tavsiye etmek istediğim kitapları nasıl tanıtabilirim diye düşünüyordum. Üstünden zaman geçtiği için ayrıntılı bir yorum yazmak zordu. Ben de bu kitapları çeşitli başlıklar altında kısaca tanıtıp yorumlamaya, beni nasıl etkilediklerinden bahsetmeye karar verdim. Elbette her pazartesi anlatacak kadar çok favori kitabım yok; ama en azından elimdekiler birçok pazartesi sürebilir :)
Başlamadan önce neden pazartesiyi seçtiğimi belirtmek istiyorum: Bildiğiniz gibi birçoğumuz için sendromu olan, küçük ya da büyük bizi endişeye sokan bir gün. Geçtiğimiz yıl ‘’Walking Dead’’ yurtdışında pazar çıkıyor ve altyazı eklenmiş hali pazartesi elimizde oluyordu. Dolayısıyla pazartesileri iple çektiğim, merakla beklediğim günlere dönüşmüştü; yani ilginizi çeken önemli bir şey varsa bu, sendromu engelleyebiliyordu. En azından bende işe yaradı ve ben de sizler için pazartesi yorgunluğunu, endişesini alacak bir yazı dizisi olmasını istedim. Bir kitapsever olarak yeni kitaplar ve yazarlar keşfetmek beni her zaman mutlu etmiştir. Umarım bu mutluluğu sizlere de aktarabilirim ve bir nebze de olsa faydalı olabilirim :)
Michael Grant, Yoklar serisi ve BZRK
Bu pazartesimize en çok kitabını okuduğum, en sevdiğim
yazarlar söz konusu olunca adını ilk sırada andığım kişi olan Michael Grant ile
ve onun ülkemizde yayınlanan kitaplarıyla başlamak istiyorum.
Michael Grant ‘ı ilk
olarak en ünlü serisi olan ‘Yoklar Serisi’ ile tanıdım. Daha ilk kitaptan
itibaren yazarımızın hayal gücüne, kurgularına, anlatım tarzına hayran
kalıverdim. Bence kesinlikle takip
edilmesi gereken, çok değerli bir yazar. Kendisinin sitesinden,
yazdığı diğer kitaplarla ilgili ayrıntıları daha iyi takip edebildim. İngilizcemin
el verdiği ölçüde konularına baktığım diğer kitapları da birbirinden müthişler.
BZRK kitabını da bu şekilde öğrenmiş
oldum. Fakat ülkemizde çıkması konusunda açıkçası ümitsizdim. Ne mutlu ki -çok
ilginç- bir tesadüf sonucu ismi değiştirilmeden basıldığını öğrendim. Farklı
bir senaryoyla bir kez daha Michael Grant ’la birlikteydim. Bu kitabı da
okuyunca Michael Grant ‘la ilgili fikrim iyice pekişti ve en sevdiğim
yazarların arasında oldu yazarımız.
Michael Grant’ ı neden okumanız gerektiği
ile ilgili nedenlerim ise şunlar:
- Kurgusu: Hayal gücü çok geniş biri olduğuna inanıyorum. Çoğu zaman beni şaşırtarak ilerliyor kitapları. Kurguyu çok iyi hazırlıyor, hayran olmamak elde değil.
- Konuları: Her yerde gördüklerimiz gibi değil, konuları hep farklı ve ilgi çekici. Tam bir bilim kurgu adamı diyebilirim.
- Karakterleri: Özellikle Yoklar romanlarında fark ettiğim üzere çok geniş bir karakter kadrosunda çalışmasına rağmen her karakteri sanki ana kahramanmış gibi hissettirebilmiş; hepsinin hayatlarına, kişiliğine dokunabiliyoruz sanki. İlk defa onun kitaplarında bu kadar gerçekçi karakterlerle karşılaştım diyebilirim. Kitap kahramanı değil, gerçek birer insandılar sanki.
- Anlatım dili: Acıklı olayların arasına ustalıkla serpilmiş ince espriler, mizah anlayışının da güçlü olduğunu gösteriyor bana. Kitapların ilahi bakış açısıyla yazılmış olması da diğer bir güzel yanı.
Sevmediğim yönlerini de belirtmem gerekiyor ama şu anda hiç
bulamıyorum. Yaklaşık dört yıldan beri tanıdığım ve hayran olduğum bir yazar
olduğu için, varsa da eksi bir yönünü benim görebilmem çok zor :)
Gelelim kitaplara:
Yoklar Serisi:
Yoklar serisi yukarıda gördüğünüz sıralamayla toplam 6
kitaptan oluşuyor:
- Yoklar
- Açlık
- Yalanlar
- Veba
- Korku
- Işık
Konusunu kısaca açıklamak gerekirse; birden 15 yaş üstü
herkes ortadan kayboluyor ve geriye kalanlar Perdido Sahili ’ni de içine alan
büyük bir fanusun içinde kalıyorlar. Çocukların durumu anlaması, yaşamlarını
sürdürme ve buradan kurtulma çabalarını anlatıyor kitaplarımız. Seride çok
fazla kitap olması sizi korkutmasın, çünkü hepsi gerçekten birbirini tamamlıyor
ve gerekli noktalara değiniyor (hatta fazladan bi 6 kitap daha olsaydı yine
okurdum).
Yazarımızın hayal gücüne tam olarak bu noktada hayran kaldım
çünkü birçok kitapta göz ardı edilen sorunları bir bir işlemiş 6 kitapta.
Kitaplarımızın isimleri de açıklıyor aslında ama ben de örnek vereyim: En başta
üretim durduğu için mevcut yiyecek kaynakları çok kısa bir sürede tükeniyor ve açlık bir numaralı sorun oluyor; etraf dikkatsiz çocuklarla dolu olduğu için kazalar ( araba kullanmaya çalışanlar), yangınlar, ölümler, salgın
hastalıklar oluyor; bir de işin fantastik kısmına gelirsek birtakım
çocuklarda değişik yetenekler
(güçler) ortaya çıkıyor. Felaket senaryosu olan birçok kitap okudum
ama çoğunda bu sorunlara değinilmiyor bile, yok sayılıp devam ediliyor kurguya.
Yani kısacası sadece çocuklar olsaydı başlarına neler gelebileceğini çok iyi
derlemiş. Bu da kurgunun temelini sağlamlaştırmış bana göre.
BZRK serisinin henüz ilk kitabını okuduğum için Michael
Grant ‘ın yazdığı karakterlerin analizini en iyi Yoklar serisinde yapabildim.
Bu serideki karakterlerin hiç biri mükemmel değil, hepsinin mutlaka bir
yerlerde bir problemi var ve olayların gidişatına göre değişiyorlar. Her
karakteri sanki ana karaktermiş gibi analiz edebiliyorsunuz, herkese ayrı bir
önem veriyor yazarımız. Hepsinden önce karakterlerimiz daha birer çocuk ve
şartların getirdikleriyle nasıl değişip olgunlaştıklarına, değişemeyenlerin ise
neler yaşadıklarına birebir şahit olabiliyorsunuz. 6 kitap boyunca onlardaki
değişimi gözlemlemek de çok keyifliydi.
Anlatım diline bir şey diyemem, öyle çok bir edebi yanı yok.
Sadece esprilerin çok iyi noktalara yerleştirildiğini ve okumayı daha eğlenceli
hale getirdiğini söyleyebilirim. Tabi bir de ilahi bakış açısıyla yazılması bu
kitabın en önemli özelliği, her karakterin kişiliğini anlayabilmemizi sağlıyor.
Bir de değinmem gereken bir konu daha var sanırım; Stephen
King ’in ‘Kubbenin Altında’ adlı kitabıyla çok benzemesi. Bu kitapta da bir
kubbe beliriyor ve o kasabayı içine alıp tamamen dış dünyadan soyutluyor. Ama
burada tüm kasaba halkı, o an oradan geçen herkes içeride kalıyor. Sonrasında
yaşanan birkaç olay da benziyor iki kitapta. Yoklar kitabının daha önce
yayınlandığı ama Stephen King‘ in ‘Kubbenin Altında ’yı yazmaya daha 70’lerde
başladığı bilgisi geçiyor internette genellikle. Tabi Stephen King ‘in aynı zamanda Yoklar serisinin
üstünde kendi yorumu da bulunmakta:
Yani biraz benzerlik olabilir ama onun dışında pek bir sorun
varmış gibi gelmedi bana. En azından ben bu konuda daha fazla bir bilgi
bulamadım.
Son olarak az önce bahsettiğim özel güçlere değineyim çünkü
kitabımızda kilit rol oynuyorlar. Bazı karakterlerimizde çok hızlı koşabilme,
yer çekimini kontrol etme, düşünce gücüyle maddeyi kontrol edebilme, yaraları
iyileştirebilme, ışınlanma gibi birçok
farklı özellik ortaya çıkıyor. Gücü olanlarla olmayanlar arasında, iyilerle
kötüler arasında, insanlıkla insan dışı varlıklar arasında uzun bir mücadele
başlıyor.
Bu kadar çok şeyi hatırlayıp yazabileceğimi ben de
bilmiyordum :)
Ama dediğim gibi beni birçok yönüyle etkileyen muhteşem bir seri. Çocuk kitapları bölümünde durmasına ya da kapağında insan resmi olmasına ( örneğin ben; elimde değil, böyle kapağı olan kitaplara çok önyargılı yaklaşırım, kolay kolay okumam da. Aşırı yapmacık, aşktan başka konusu olmayan kitaplarmış gibi geliyorlar bana.) aldırmadan alın ve okuyun derim ben. On puan beş yıldız, başka bir şey diyemiyorum :)
BZRK
Bu kitabımı o kadar iyi hatırlayamıyorum maalesef. 2-3 yıl
oldu okuyalı. Unuttuğum için tekrar okumak hep aklımda ama en azından ikinci
kitap çıksın ona göre okuyayım istiyorum; ama o da bir türlü basılmadı. Artemis
Yayınları lütfen en kısa sürede BZRK serisine de el atın!!
Kitabı mutlaka okuyun demem( kitap hakkında hiçbir şey
söylemeden) biraz saçma olabilir, biliyorum ama gerçekten okuyun. Çünkü bir
Michael Grant kitabı ve Yoklar serisinden sonra daha yetişkin bir kadrosu var,
ayrıca kitabı bitirdiğimde ‘’vay canına, bu nasıl bir kitapmış!!’’ diye tepki
verdiğimi ve uzun süre etkisinden çıkamadığımı çok iyi hatırlıyorum.
Konuyu anlatmak istemiyorum çünkü hatırladıklarımla
vereceğim bilgiler yarım olabilir ya da spoiler olabilir. Ama BZRK ne demek
bundan bahsedebilirim: İngilizce ‘berserk’ kelimesinden geliyor, kelimenin
sessizleriyle kısaltılması gibi, okunuşunda ‘z’ harfi geçtiği için de büyük
ihtimalle ‘BZRK’ olmuş. Türkçemizde ‘çılgın, deli’ gibi anlamlara geliyor; yine
İngilizce ‘crazy’ ye benzettim ben. Kitabın çevirisi olursa ismi nasıl olur,
aynı mı kalır yoksa ‘ÇLGN’ falan mı olur diye düşünmedim değil açıkçası :) Ama ne mutlu ki
orijinal haliyle kaldı.
Bilim-kurgunun biraz daha (Yoklar ‘a göre) üst seviye
olduğu, bana daha profesyonel görünen bir roman. Özellikle seri ülkemizde de tamamlanırsa
çok güzel olacak. Bu nedenle tekrar belirtmek isterim ki serinin sonraki
kitaplarının ve Michael Grant ‘ın diğer kitaplarının ülkemizde de çıkmasını
dörtten fazla gözle bekliyorum ve sevgili yayınevimize ricalarımı gönderiyorum :)
SELAM BLOGUNU BEGENDIM VE TAKIPLEDIM BENDE KITAP YORUMLUYORUM BANA DA BEKLERİM.
YanıtlaSilSelamlar bende burada yeniyim. Sizi de takipledim.
Blogumda okudugum kitaplar ve yorumları yer alıyor suan ilerde yeni şeyler ekleyebilirim.
bloguma beklerim herkesi:)
kitaplardaysayfalar.blogspot.com
Hoşgeldin!
SilBlogumu beğenmene çok sevindim, ben de hemen blogunu ziyaret ediyorum :))
merhaba bloğunuzu blog keşif etkinliğinde gördüm takibe aldım bende bekliyorum bloğuma
YanıtlaSilhttp://misevimm.blogspot.com.tr/
Hoşgeldiniz, yorumunuz için çok teşekkürler.
SilBende yoklar serisinin yorumunu yaptım.Bakarsanız sevinirim.:))
YanıtlaSilhttp://wwwsirinkitaplik.blogspot.com.tr/2015/07/gone-yoklar-serisi.html
Elbette bakarım, bu seriyi okuyan birini daha bulabildiğim için ne mutlu bana :))
SilBu seriyi aşırı derecede merak ediyorum ama bir türlü alamadım. Seriyi pek bilen de yok ama konusunu bir kere okuyan ne kadar harika ve orijinal olduğunu anlar diye düşünüyorum ve yorumunuz harikaydı. Şimdi seriyi daha çok okumak istiyorum, en kısa zamanda alırım umarım. BZRK ı ilk sizden duydum ve eminim o da güzeldir. Ayrıca dediğiniz gibi bende Yoklar serisini kapaklarından dolayı önemsememiştim ama bir kaç kez denk gelince konusunu okuyup baya merak etmiştim ve hala da öyle :) bir çok kişi bloguma bakın demiş belki kızarsınız ama bende sizden rica edebilirim sanırım: eğer vaktiniz olursa FARKLI DİYARLAR'a beklerim :D
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim beni çok mutlu ettin bu yorumunla :) Umarım en kısa zamanda başlayabilirsin sen de bu seriye, beğeniceğine eminim :) Ayrıca niye kızayım canım elbette uğrarım en kısa zamanda; seni de tekrar buralarda görmek dileğiyle :))
SilMerhaba blogunu takip ediyorum bende yoklar serisinin ilk kitabının yorumunu yaptım. Bakarsan sevinirim.
YanıtlaSilhttp://kitapdosyasi.blogspot.com.tr/?m=1
Merhaba hoşgeldiniz :) Hemen uğruyorum size :)
Sil